Folklorumuz

Yusufoğlan Köyünde Türküleri Yaşatanlar

Her topluluk gibi Yusufoğlan köyünde yaşayan bir avuç insan, savaşlar, barışlar yaşamış, çok değişik kültür değerlerini aktara aktara günümüze ulaştırmıştır. Bu anıt toprakta çok ama çok sayıda sözün ustası yetişmiş, içinden çıktıkları toplumun duygusu, dili olmuşlardır. Onun için Anadolu’nun uzak geçmişi ile ilgili kaynaklara girenler şu cümleyi iyi bilirler. ‘’ İlkin söz vardı ’’

Bu sözün gizemini bilen Hollandalı Tarihçi Johan Huizinga ‘’ Tarih manevi bir biçimdir, bir kültür kendi geçmişinin hesabını bunun içinde verir.’’ Demiştir (Ceram,1992: 92). Bu veciz ve anlamlı söz Yusufoğlan köylüleri için de geçerlidir. Onlar tarihleri içerisinde kendi kültür geçmişlerinin hesabını vermekle yükümlüdürler. Tarih ile mahkeme kürsüleri önünde hesaplaşılmaz. Geçmişle yüzleşmek eski değerleri yarınlara ulaştırmakla başarılır. Anadolu’da bu yüzleşme rolü çoğu kez halk içerisinden çıkmış bilge, yarı bilge ozanlar, aşıklar üstlenmişlerdir. Halk ozanları yazılı kaynakları kıt bir toplumun geçmişine bakan pencerelerdir. O pencere açık olduğu sürece içerisinde bir bütün olarak geçmişimizi görürüz.


Yusufoğlan Köyü ve Aşıklar

Aşık: Ağırlıklı olarak kırsal kesimde yetişen, şiirlerini hece vezni olarak yazan saz eşliğinde söyleyen, halk hikayesi düzenleyip anlatabilen sanatçıdır.

Halk Şairleri: Ağırlıklı olarak okuryazar olup şiirlerini ‘’yazarak’’ oluşturan sanatçılardır.

Aşık tarzı şiir yazanlar: 8 veya 11 hece ile aşık tarzı şiir yazan, mahlas da kullanan tahsilli şairlerdir.

Anadolu halkı bunlar içerisinde, özlü veciz, etkileyici sözler söyledikleri, şiir içinde önemli mesajlar verdikleri için Hak Aşığı ve Badeli Aşık denen kalıcı şiirleri olan aşıklara çok önem verir, onları severek dinlerler. Aşıkların yarattıkları eserlerin kültürel olarak tümüne aşık edebiyatı denilir. Sazlı sözlü ortamların dışında alevi-Bektaşi cemlerinde on iki hizmet postundan birisi aşık/Zakir adı verilen görevliye aittir. Bunların dışında kendi doğaçlama yarattığı, ya da usta malı şiirleri söyleyen Ağıtçı kadınlar vardır ki bunlara da Aşık Bacı, Ağıtcı, Ağlayıcı, Yakımcı gibi daha birçok ad verilir (Kaya, 2010:72-111). Aşıklık geleneğinin sürmesinde yöreden yetişen ünlü ve güçlü ozanların etkisi büyüktür. Yusufoğlan köyü ve çevresi güçlü ozanlar yurdudur.

Yusufoğlan köyüne gölgesi düşen Yıldız Dağı, direncin ve onurun sembolü, Pir Sultan Abdal’a hem yurt hem yayla olmuştur. Dağın yamacından çıkan Kurşunlu suyu, Yusufoğlan köyünün içerisinden akıp giderken, yücelerden getirdiği Pir Sultan aşkını, coşkusunu, acısını ekip de geçmiş olmalı ki, köyden hayli aşık yetişmiştir. Yeri geldiğinde yayla yollarında sevdiklerine seslenen Yusufoğlan’lı aşıklar, dağlara, taşlara, uçan kuşlara, hasrete, gurbete, dostluğa, acıya, coşkudan, kedere hemen hemen her şeye dörtlüklerinde yer vermişlerdir. Yeri geldiğinde arınıp aklandıkları, gönül tazeledikleri cemlerinde zakir yani cem bülbülü olmuşlardır. Aşık olmak, geçmiş değerlerine saygılı olmak demektir. Rus bilgesi Gogol, ‘’Ülkesinin folklorunu bilmeyen güzel şiir yazamaz’’ demiştir. Aşıklarımız atalarının yarattığı folklor zenginliğini dışa vuran büyük sanatçılardır. Aşıklar soylu ve kadim bir geleneğin temsilcileridir.


Kaynak: Dünden Bugüne Yusufoğlan, Ali AKSÜT, Yusufoğlan Köyü Derneği Yayınları, Ankara, 2013

Derlenmiş Türkülerimiz

Aşağıdan Bir Yel Esti: Mehmet Çınar'ın kaynak kişi olarak derlediği türkü Yücel Paşmakçı tarafından 1983 yılında notaya alınmış ve 2398 sıra numarası ile TRT Türk Halk Müziği Repertuarına kaydedilmiştir. 9/8'lik ölçüye sahiptir. Okan Murat Öztürk ve Sevcan Orhan gibi sanatçılar tarafından albümlerinde seslendirilmiştir.


Aşağıdan bir yel esti
Kırdı gine dallarımı
Ne dedim de niye küstün
Niye kesin dillerini

Bağlantı
Yörü gülüm dağda yürü
Koyu da gölgede yürü
Düşmanların inadına
Bir adım beriden yürü


Şu dağların öte yüzü
Gün varmadan erir buzu
Seni be zalımın kızı
Ciyerime koydun közü

Bağlantı

Çalımıyam çalımıyam
Ben çalının dalı mıyam
Eller almış muradını
Ben de bahtı karalıyam

Bağlantı



Helkeler Golunda Suya Gidiyor: Ali Sultan'ın kaynak kişi olarak derlediği türkü Ömer Şan tarafından 1977 yılında notaya alınmış ve 1479 sıra numarası ile TRT Türk Halk Müziği Repertuarına kaydedilmiştir. 4/4'lük ölçüye sahiptir. Çeşitli sanatçılar tarafından albümlerinde seslendirilmiştir.


Helkeler golunda suya gidiyor
Elleri gınalı bir güzel gelin
Senin derdin beni deli ediyor
Gözleri sürmeli bir güzel gelin

Basma fistan geymiş önü düğmeli
Gonuşması sallanması cilveli
İnanırım her halinden bilmeli
Senin yaprakların har güzel gelin


logo